takraw-tai soccer; www.youtube.com

bilgi için teşekkürler. burayı seviyorum gerçekten... harika bir şey bu. karate, jimnastik, futbol, ayak tenisi karışımı bir şey. var mı ki bizim ülkede bu işlerle uğraşanlar acep?

cevap büyük ihtimalle ozzpwnz'nin dediği ama şunlar da benzer sporlar:

footvolley
footbag net
football tennis
bossaball
jianzi
sipa

@ermanen: evet, aradığım spor ozzpwnz'in belirttiği spor. ama senin yazdıklarını da inceleyeceğim hemen. merak etmedim değil onlarca sporu:)

ikisi bir adrada. haftada birgün havuz 2-3 gün spor salonu. dinç, dinamik, zinde, fit bir erkişi olursunuz en kısa zamanda. hem de yaşamdan aldığınız keyif üst düzeye çıkar.

kapalı havuzlarda ortam ısısı kışın oldukça iyidir. her daim sıcak suyla duşunuzu alırsınız. yanınıza bir saç kurutma makinesi (ufaklarından)alırsanız kışın hiçbir sorununuz olmaz. olmadı çantanızdan berenizi hiç çıkarmayın. iki ay bu söylediğim tempoda yaşadım. çok keyifliydi. sonra gerek gittiğim havuzun aşırı kalabalıklaşması gerekse zamanla üşengeçliğimin sportmenliğimi yenmesi neticesinde bıraktım ama keyifliydi.

yüzme+barfiks derim. diğeri spordan ziyade hammallık gibi geliyor bana.

kardiyo yapmadan göbek zor babacım.

daha önce koşu bandı denedim, bacaklarım ve popom eridi ama göbek aynı kaldı!

demişin olayı kendin özetlemişin.

Bölgesel yağ yakımı diye bir olay insan metabolizmasında suni müdahaleler olmadan mümkün değil diye biliyorum.

Biraz daha sıksaydınız disinizi göbekteki erimeyi de görebilirdiniz.

Vicud önce gereksiz yağları (yüz, kol, bacak, ayak v.s.) ardından depo bölgelerini yakar (göbek, sırt, kadınlarda basen v.s.).

yüzmeden yüzmeye fark var. siz nasıl bir program düşünüyorsunuz? mesela: 2 git gel, sonra 5 dk dinlen, biraz sırtüstü yüz, sonra dinlen gibi bir şey düşünüyorsanız, pek işe yaramaz. bence spor salonuna yazılın, ağırlık antremanları ile desteklenen bir kardiyo programı ile daha fazla yağ yakabilirsiniz.

yüzme ile zayıflayan birisi olarak kesin söylüyorum. haftada iki gün ile zayıflanmaz. haftada en az 5 gün, ortalama 1 saat yüzmeniz lazım non-stop.

@mea maxima culpa gider mi yani göbek? :)

erkeklerin kiloları göbekte toplanıyor. kilo verince direk göbekten gidecek sizin :) ama dediğim gibi 1-2 gün giderseniz veya 15-20 dakika cıp cıp yaptım çıktımla olmaz.

kendimden biliyorum. düzenli gidilince veriliyor kilo. öbür türlü zinde olursunuz sadece.

170 bile etmez...

Başka bir marka, başka bir model telefon aldım bunlardan. İki haftaya kalmadan imei kodu bloke oldu. Gidip uğraşamadım bir daha da. Telefon elimde patladı..

işinizi garantiye alın bu telefon bana şu benzinlik kampanyalarını hatırlattı. hatalı olup tamiri yapılmış telefonları toplayıp ucuz kampanyalarla dağıtırlar iki ay sonra tekrar arıza verir telefon bilirsiniz.

samsung s5233 kullanan birisi olarak o menüyü görünce midem bulandı gene. Bu kadar boktan bir telefon olamaz. Zorunluluktan kullanıyorum, ilk fırsatta ya satacağım ya atacağım.

Özet : orjinal mi bilmem de bedava verseler bile alma.

ilan sahte değil. yurtdışından getirilmiş telefon, garantisi yok.

bende de bundan var. dokunmatiği illallah dedirtiyor.

geçen bi telefoncuya sordum ederi nedir bunun diye? 100 lira vereyim dedi.

arkadaşlar belirtmiş ben perçinleyeyim. aman deyim uzak dur. bedava verse teşekkür et. alma. üzülürsün...

ayak dambılını tavsiye ederim. evde tak ve hiç çıkarma . sadece yatınca çıkar.
www.ikincielim.com
ben sadece 1 hafta kullandım ve şuan arabaları solluyorum :D

www.deltabisiklet.com

@ıslak havlu: benim aradığım sanırım bunlardan. ne arayacağımı bilince kolayca buldum. yukardaki link benim gördüğüme daha çok benziyor. sağol.

@renzov: mutlaka kuvvetlendirici bir şeyler yapılmalı. ama uzun mesafede
sürekli iniş çıkışlar beni aşar. benim için çözüm teknoloji + kas gücü...

vedat türkali'nin bütün kitapları.

faik bulut ordu ve din olabilir..uğur mumcu'nun o dönemlere dair suçlular ve güçlüler olabilir.

evet faik bulutun kitapları da olabilir.

yeşil sermayenin yükselişi vs.

mehmet ali birand - demirkırat
mehmet ali birand - 12 eylül / türkiye'nin miladı
şevket süreyya aydemir - menderes'in dramı

tahmin; muhtemelen boyanın kalınlığı. fabrikada ince bir tabaka halinde sürebiliyorlardır ancak elde tabancayla falan boyayınca daha kalın bir tabaka oluyordur.

Boya kalınlığı ölçülüyor, sonradan boyanan bölgelerde boya kalınlığı mikron bazında farklı oluyormuş.

şu siteyi incele bir :

www.datametral.com

boyanın kalınlığını ölçüyorlar. bu değerler arabanın boya görmemiş olduğunu gösteriyor. eğer sonradan boya yapılmışsa çok daha büyük değerler çıkardı.

ankara ve konya uzerinden olsa cok mu abuk olur? bilemedim.
edit:
antalya otobusleri guzergahi soyleymis:
18:20 İSTANBUL-ALİBEYKÖY
19:15 İSTANBUL-ATAŞEHİR
20:15 İZMİT-OTOGAR
20:35 ADAPAZARI-MERKEZ
22:30 BİLECİK-OTOGAR
22:30 SARAR BOZÜYÜK K.KOÇ-MOLA YERİ
00:30 KÜTAHYA-OTOGAR
02:00 AFYON-OTOGAR
03:15 ADALYA DİNLENME TESİSİ-MOLA YERİ
04:30 BURDUR-OTOGAR
05:15 BUCAK-OTOGAR
06:15 ANTALYA-OTOGAR

İSTANBUL
KOCAELİ
SAKARYA (Burada Sapanca Gölü kenarında kahvaltı planlanabilir. ayrıca göl kenarında planör uçuşu yapabileceğiniz bir tesis var. önceden ayarlamak kaydıyla bir uçuş gerçekleştirebilirsiniz)
PAMUKOVA
OSMANELİ
BİLECİK (Bilecik - Bozüyük karayolunun 15. km'sinde Şelale Restorant var. öğle-akşam yemeği mutlaka burada planlanmalı. lezzetli, keyifli ve uygun fiyatlı bir durak)
BÖZÜYÜK
İNÖNÜ
KÜTAHYA
SANDIKLI(Sandıklıdan sosnra burdur yolu daha temiz ve bölünmüş yol. rahat giderseniz. ancak Isparta üzerinden devam ederseniz harika bir doğa sizi karşılar. ormanların içinden mis gibi bir ağaç kokusu eşliğinde yolunuzu sürdürürsünüz. ayrıca yolunuzun üstünde güzel bir de baraj gölü var. orada manzara izleyerek fotoğraf çekebilirsiniz. ancak bu yol biraz bozuk. gidiş - geliş tek şerit. virajlı. özellikle hava karardıktan sonra kesinlikle tavsiye etmem. uzun süre benzin istasyonu da bulamayacağınızı belirteyim. sadece gündüz buradan geçilecekse kullanın. bu yol Aksu'ya çıkar. Antalya merkeze doğru biraz geri gelmeniz gerekir)
BURDUR
ÇELTİKÇİ
KEPEZ
ANTALYA

ne olur bilemem lakin, ne görmeyi bekliyorsun onu merak ettim :) ?

@kuduz balik: daha yakin gormek istiyorum gunesi merak ediyorum sadece

Kesinlikle kör olursunuz. Güneş gözlüğü filan kurtarmaz.

de ki: '' cıplak gözle bakılanı zararlı olan, teleskopla bakılanı da öyledir ''

bilimsel olmadıgının farkındayım ama zararlıdır diye düsünüyorum.. hani bi düsününce o sonuc cıkıyor.. cıplak gözle normal bakınca zararlıysa, teleskop daha da yakınlaştırcak, uzagı yakın edecek, daha bile zararlı olabilir.. dikkatli olmakta fayda var derim..

bakmayınız. zaten elinizde teleskobunuzun kullanma kılavuzu varsa orada bakmamanız gerektiği kesinlikle yazıyordur. aynı şey fotoğraf makinaları için de söylenir ayrıca. vizörden güneşe bakmayın diye...

Büyüteçle karınca yakılıyorsa teleskopla sizin gözünüz neden zarar görmesin ki :)

ilkokulda teleskopla güneşe baktıydık ama onun filtresi vardı, hatta hocamız filtresiz güneşe bakılmaz kör olursunuz demişti

zamanında bize şöyle bir şey yaptırırlardı nefes alışverişlerini düzenlemek amacıyla:

havuzun içindeyken, kenarına düz barfiks çeker şekilde tutunarak, belirli bir ritmde, suya dalıp dalıp çıkma. sudayken burundan nefes verme, çıkınca ağızdan nefes alma yapardık.

bilmiyorum anlatabildim mi?

İşin gurusu değilim elbette kişisel fikrimi söyleyeceğim.
Şimdi havuzda öğrendiğinize göre denizde tecrübeniz yok ama ona göre anlatacağım.
Suda normal vaziyette dururken çeneniz su içinde olur, ve dalgalanmadan dolayı su ara sıra ağzınıza gelir. İşte insan bunu istemsizce bazen ağzına alır bazen almaz. Bu bana su yutma/ma egzersizi gibi gelir bir nevi. Yani insan bir miktar suyu istemsizce yutunca nasıl çıkaracağını bilirse su yutmaktan falan korkmaz. Bence siz hala su yutmaktan korkuyorsunuz. Sizin durumunuzda, örneğin kulaç atarken kafanızı su yüzüne doğru çıkardığınızda büyük ihtimalle olayı mekanik olarak şimdi kafanı çıkar ağzını aç havayı al, tarzında yapmaya çalışıyorsunuz. Ama aslında yüzerken bu motor hareket halini alınca kafanızın ve dolayısıyla dudaklarınızın bir kısmı su içinde olmasına rağmen randımanlı olarak nefes alabiliyor olmanız lazım. Alışmayla alakalı bence yani 10 saatte olacak ve öğrenilecek bir şey değil. Suda değil normal vaziyette de ağzınızdan nefes alınca bir probleminiz yoksa eğer, ağızdan nefes aldığınızda ciğere gönderememenizin sebebi bu gibi geldi bana. su yutmaktan, normal vaziyette dururken suyu alıp geri püskürtmekten çekinmeyin alışın.

2- Çok bireysel bir yanıt olacak ama su kaçma olayı alışkanlıkla alakadar bence, mesela ağzın açık yüzsen bile su yutmayabilirsin. Burundan su kaçması olayı nefes kontrolünde sanırım, burunu tıkayacak kadar nefes verirsen kaçmıyor yani. Tam anlatamıyorum tabii nasıl olduğunu ama mesela bazı insanlar burun tutmadan suya atlayamazlar ama ben hiçbir zaman atladığımda su kaçmadı, dediğim gibi oraya yönlendirilen hafif bir nefes sayesinde oluyor sanırım.

1- Yüzersin, çalıştıkça alışılıyor.
3- Kafanı çevirirken ileride olan kolunun üzerine yatırırsan hafifçe, vücudun dönmeden kafanı daha fazla yukarıya çıkartabilirsin.

15 yıllık profesyonel yüzücü, 6 yıl yüzme hocalığı yapmış biri olarak nacizane önerim;
1) yüzünü suya gömdüğün zaman burnundan hafif hafif nefes vermeye başla. Burnuna su kaçmayacaktır.
2) 3 kulaçta bir nefes almana gerek yok 2 kulaçta bir de alabilirsin. hatta almayıp 5 kulaçta bir sonraki 3. kulaçta falana da alabilirsin. kendine uygun ritmi bulana kadar dene. nefes almak istediğin zaman bir kolun tam önde bir kolun tam geride(bel hizanda) olur. Kolunu sudan çıkartıp yukarıdan aşırıp tekrar suya girene kadar vaktin var o sırada kafanı boynundan (gövdenle değil) yana çevirip ağzından nefes almalısın. ağzına da burnuna da su kaçmaz merak etme. Çok derin nefes almaya kalkma az al öz al nasılsa bir iki kulaç sonra tekrar alacaksın.
3. yüzerken vücudun dengesini baş bozar. başını sudan kaldırdığın zaman dengesi bozulur ve ayaklar suya batar. o yüzden başı kaldırarak değil tam boyundan sağa ya da sola çevirerek nefes alırız. vücüdun dengesi bozulmazsa yüzüşün de devam eder ve düzgün olur.
gelelim sorunlar için yapman gerekenlere; mümkünse bir havuzda iki elini duvara dayayıp yüzer pozisyonda kollarını kırmadan ayak çırp ve başın duvarı tutan iki kolunun arasında tam yere bakar vaziyette olacak. nefesin bittiği zaman sağ kolunla kulacını çekip kafanı çevirip nefes al ve tekrar kolunu yukarıdan getirip duvarı tut. bir kaç saniye devam edip(5-6 saniye) sol kolunla aynı işlemi gerçekleştir. aldığın yüzme derslerinde bunu yapmış olman gerekiyor.
bu çalışmayı yaparsan başarıya kısa sürede ereceğine eminim. izmir'deysen bir haftasonu havuzda öğretirim para da almam :P 10 derse falan gerek yok. hiç bilmeyen adamı getir sudan korkan kuduzu getir 50dk.'da olimpiyat yüzücüsü gibi yüzdürürüm. hızdan bahsetmiyorum stilden bahsediyorum :))))

@cbe: onu zaten kursta yaptık ama ne bilim işte yüzerken beceremiyorum
@manfool: sağol en azından alışmakla ilgili olduğu konusunda umutlandım biraz daha çalışayım
@whooise: işte kafayı kolun üzerine atarken çok dönüyorum sanırım.
@erty: teşekkürler hocam, iyice okuyum yorumunuzu tekrar, çok faydalı oldu bana

burnuna su kaçma sorunu olan başka kimse yok mu? nası önlediniz bunu

pratik yap. yani bu zamanla düzelicek bi şey.

@erty söylemiş işte burna su kaçma olayını. başını yana çevirdiğinde ağzından nefe al. başını suyun içine soktuğunda nefesi burnundan ver. burundan dışarı hava çıktığı için su girmez. nefesin bitiğinde - ki takriben iki üç kulaç sonra- başını yana çevirerek ağzından nefes al. vs.vs.vs.

kime göre neye göre? benim yaşadığım yerde 30 kasım 2009 bilmemnesi , 30 kasım diye konuşuluyor o zaman..

başlık açarken dikkat edilecek hususlar anlam olarak değil şekil olarak ele alınmış.

özellikle sordum format olarak ne farkı var diye?

edit:cevap verdiğim arkadaş silmiş gönderisini.

30 kasım bilmemnesi'nin hangi tarihte olduğu herkes tarafından bilinmez. 30 kasım ama hangi yılın 30 kasımı. güncelken elbet anlaşılır belki ama yıllar geçtikçe o 30 kasımın hangi yıla ait olduğu önem kazanır. ama 12 eylül öyle değil. bu toplum hafızasına kazınmış ve yer etmiş bir tarihtir. 12 eylül darebesi dendiği zaman herkes bilir. hangi 12 eylül olduğu üzerine düşünme gereği uymaz. sanki böyle bir fark var verdiğiniz örnekler arasında. ama format olarak nedir ne değildir tam olarak bilmiyorum. sadece kişisel düşüncem.

arkadaşlar teşekkür ederim ama bunları biliyorum zaten :)
ama format ona bakmaz ki.

hadi ona da cevap veriyim. varsayalım(ki doğru) gelecek nesil hiç ilgilenmiyor geçmiş tarihle 12 eylül den haberi bile yok çoğunun. o zaman ne olacak. şu anda güncel olduğu için biliniyor ama ilerde insanlar sormaz mı 12 eylül ama hangi yılın 12 eylülü diye..

12 eylül darbesi, 12 eylül 1980 darbesi, 12 eylül 1980 askeri darbesi bunlar 12 eylül'e yönleniyor evet. ama bunlar yönetimin yaptığı bi yönlendirme değil, bu başlıklara entry yazmış olan yazarların yaptığı bi yönlendirme. yani 12 eylül başlığına gidip darbeyi tanımlayan, onunla alakalı olan entryleri tek tek seçip 12 eylül 1980 askeri darbesi başlığına taşınmasını talep edersen bunun reddedileceğini düşünmüyorum mesela.
yani 12 eylül darbesi başlığında ilgili yere yönlendirilmiş ya da yönlendirilmeye çalışılmış en azından. ama sen direk belirsiz bişey üzerine tanım yapınca olmamış. herhalde düşünülen bu.
senin bahsettiğin 30 kasım bilmemnesi dediğin şey ne aslında onu söylesen her şey daha kolay olabilir belki.

buyrun, sorun 12 eylülün özel durumu(kime göre) ise başka örnekler de vereyim:

10 haziran grizu konseri

3 haziran blok adaylarının hakkari mitingi

6 kasım gs hezimeti

6 kasım yokun kurulusu
.
.

örnekler çoğaltılabilir.

edit: @tepedeki psychedelic adam, başlığın ne olduğunun önemi yok, ben haksız yere çaylak edildiğimi ispatlamaya da çalışmıyorum. sadece moderatör keyfiyetinin ne boyutlarda olduğunu çözmeye çalışıyorum..

bunlar da ispiyonlanırsa başlıklar düzeltilir, gerekirse yazanlar çaylak yapılır ya da uçurulur ya da hiçbişey yapılmaz. senin önceden yaptığın hatalara ya da belki de moderatörün o andaki ruh haline bile bağlı olabilir. moderatör keyfiyeti bu boyutlara kadar çıkabiliyor yani ama pek de bu kadar olmaz. mesela ben aynı nedenden dolayı (özensiz başlık) seneler önce uçmuştum.

nick ne? Ya da actigin baslik tam olarak ne.

Başlıktaki "zaman" belirli bi' güne gönderme yapmıyorsa eğer "30 kasım bilmemne" diye kısıtlanmıyor. 12 Eylül Darbesi ve diğer örneklerin 12 Eylül'e yönlendirilmesinin nedeni, o başlıkların 12 Eylül'e gönderme yaptığı bariz bir şekilde belli olduğu içindir. Ama siz "30 Kasım bilmemne" diye başlık açarsanız, 15 yıl sonra biri sözlüğe girdiği zaman, hangi 30 Kasım bilmemne" diye sorup işin içinde çıkamayacaktır. Lakin bugün sözlükten olsun olmasın, sokaktan geçen birine de sorsanız, 12 Eylül nedir, diye. Sizi tatmin eden bi' açıklama yapacaktır hiç şüphe yok ki. Evet.

bak daha dün de mesela benim tarihçeme not alınmış özensiz başlık diye. rusya ve abd'nin komşu olduğu gerçeği başlığı rusya ve abd'nin komşu olması başlığına taşınmış. açıkçası ben de yazınca başlığı olması şeklinde yazsam daha iyi olurdu belki diye düşündüm ama sonrasında altına başka yazan da olduğu için silip değiştirmedim. başlığı böyle açmış olmamın nedeni de bu tarz başlıkların olması. *duğu/dığı gerçeği şeklinde aranırsa görülebilir. yani aklıma ilk anda bu şekilde gelmiş ki yine de özensiz başlık değildir bana kalırsa. sonuçta türkçe'nin kurallarına aykırı bişey de yok. ben de bunun niye taşındığını anlamadım mesela.

"rusya ve abd'nin komşu olduğu gerçeği" gibi başlıkların düzeltilmesinin nedeni, zaten var olan bi' bilgiyi tekrar teyit ediyor oluşunuzdur. şöyle ki; (bkz: elma meyvesi) elma zaten bi' meyve, bunu ayrıca belirtmeye gerek yok başlıkta. rusya ile abd'nin komşu olması da coğrafi olarak bilinen bi' gerçek, ayrıca belirtmeye gerek yok başlıkta. onun gibi. evet.

ut ile armut arasındaki fark

edirnekapı'dan 48a otobüsleri geçiyor, göktürk köyü - topkapı hattı. metrobüsle edirnekapı'ya gel oradan da dediğim hatta binersin. saatlerine bak iett.gov.tr'den.

Mecidiyeköy - Edirnekapı
Edirnekapı - Göktürk köyü

kaç dakikalık bir yolculuk?

ayrıca ben hiç bilmiyorum göktürk dediler, kemerburgaz taraflarındaymış dediler. tam olarak aynı yerden mi bahsediyoruz?

tam olarak aynı yerden bahsediyorsunuz.

götüm yemedi gidemedim.

(git: konyaliportlandlilar.blogspot.com)

cenk ve erden iyi de Blues-rock yapmıyorlar :/

kral fm-muzo.....hala yayındamı bilmiyorum ama okan bayülgen tadında bi adam

edit: bu adamı arayıp arkadaşların isim soyisim veerip rezilmi etmedik. adamla daşşak mı geçmedik.(gerçi oda farkındaydı olayın ama baktı mevzu iyigidiyo kendide sardı). yaptık hepsini be

rock fm - rabarba. hafta içi hergün sabahın köründe yayınlanan programı mesut süre hazırlıyor. yanında da ogünün konuğu oluyor. bolca boş laf ve geyik. keyiflidir çoğu zaman.

power xl
tek geçerim

haftaiçi akşamları 18:00-20:00 arası virgin radyoda bay j var.güldürür.eğlendirir.

radio3.cdntr.com

radyo odtü - modern sabahlar

podcastlerine buradan ulaşıp programları indirebilirsiniz
www.radyoodtu.com.tr

NE kadrosu, nereye kadro, hangi kadro, sarı çizmeli mehmet ağa kadrosu mu?

sözleşmeli öğretmenseniz eğer 8 haziran 2011 çarşamba günü saat 15.00'dan 13 haziran 2011 pazartesi günü saat 17.00'a kadar mebbis.meb.gov.tr adresinden interaktif olarak başvuracaksınız. atamalar 14 haziran 2011 tarihinde yapılacak. yazılı başvurular kesinlikle kabul edilmeyeccek. başvuru tarihleri arasında işleminizi yapmazsanız hakkınız yanacak. bunun dışında başka bir evraka gerek yok. zaten sözleşme imzalamak için bu evrakları hazırlamıştınız. şayet başka bir memuriyetse sizinkisi onu bilemem. onu da buradan açıklarsanız bir bilen ilgilenir sanırım.

memurlar bişi vermeyecek. sadece dilekçe yazıyoruz o kadar. sonra personel bizim hizmet belgelerimizi hazırlayıp ankaraya gönderecek. kadro tenkis tahsis yapılacak.

Eğer 4/Blilerin aldığı kadronda bahsetmiyorsanız, yerleştiğiniz kurumun internet sitesinde yayınlanır istenen belgeler.

arkadaşım proton pompası inh. ne işe yarar bir oku bence. zaten mide ağrıları için.

@yuhnts +1 , proton pompa inhibitörleri mideyi korur, kaldı ki mide üzerine etkisinden korkulan asıl ilaç grubu antibiyotikten ziyade nsai'dır. ( aspirin falan)

evet bilen var. zira bu sıkıntı sebebiyle aynı tedaviyi görüyorum. mide koruyucuya rağmen evet mide zorlanıyor. ayrıca boğazda devam eden bir acılık oluşturuyor. ben bu sorunları kefirle en aza indiriyorum. şimdi kefirin faydaları artık zaten herkes tarafından kabul ediliyor. özellikle mide için son derece faydalı. zararlı bakterileri yok ederek yararlı bakterileri çoğaltıyor. ilaçtan sonra bir bardak olarak günde iki bardak tüketilmesini şiddetle tavsiye ederim.

kefiri kullanmayı günlük yaşantınızda alışkanlık edinin. antibiyotik tedavisi görüyorsanız ihmal etmeyin. çift antibiyotik alıyorsanız mutlaka kullanın. evde kendiniz mayalayabileceğiniz gibi zahmetli gelirse piyasadan hazır olarak da satın alabilirsiniz. bu konudaki tavsiyemse kesinlikle "altınkılıç" başkasını denemeyin bile.

proton pompası inhibitörü denen şey mide koruyucu değil, yani alınca midenizin içinde bir anda koruyucu çeper oluşmuyor, yalnızca mide asiti üretimi engelleniyor. benim dediğim, antibiyotiğin yaratacağı etki. asitten bağımsız olarak. kefir önerisi için teşekkürler.

mide zaten kendini bikarbonat içeren mukusuyla koruyor işte. sizde ppi'yi alırsanız daha iyi koruyacak. için antibiyotiği işte bişe olmaz.

bkz verdiğiniz entry başka bir başlıktaysa legal, aynı başlıktaysa; (bkz: befri). ayrıca entry'nin kimin tarafından yazılmış olduğunun bir önemi yok.

temel kriter şu bildiğim kadarı ile: referans verilen kısım (bkz vs..) çıkınca entry anlamını yitirmiyorsa legal oluyor.

ayrıca istisna; sanırım entry "sadece bakınız" ise legal oluyor: (bkz: #12651280)

@opteron sağol.
@realsanto senin verdiğin örnek sanırım legal olmuyor. çünkü entry aynı başlık içinde referans veriyor. fenerbahçe başlığına referans entry girilmiş. tıklayınca gene fenerbahçe başlığından bir entry'e gidiyor. opteron'un cevabını doğru kabul ediyorsak bu entry legal değil. benim anladığım bu.

kendimizin olsun ya da olmasın herhangi bir entry kendi başlığı hariç herhangi bir başlığa bkz olarak girilebilir. burada bir sorun zaten yok.

eğer aynı başlıkta ise opteron'un dediği doğru (bkz: befri). ama benim de anlatmak istediğim "anlamını yitirip yitirmeme" kriteri ile birlikte geçerli bu: (bkz: #8626724).

yanlış bilmiyorsam da fenerbahçe başlığındaki entry "sadece bkz" olduğu için legal olarak kabul ediliyor. onca zamandır hala duruyorsa legaldir herhalde:)

silinecek o. (bkz: #16313846)

@bruges
teşekkürler. yazıldığında ispiyonladığımda silinmemişti:) ben de oradan hatırlamıştım bu örneği.

@realsanto entry'nin moderasyon tarihçesi boş, daha önce işlem görmemiş. başka bir entry ispiyonlamış olmayın ?


edit : netekim www.eksisozluk.com

mesajla ispiyonlamıştım. gammaz değildim o zaman daha.

vallahi efendim şöyle bir durum var. çok sevdiğim bir arkadaşamın anneannesi bu ameliyatı oldu. çok kısa bir sürede sapasağlam ayaklandı. tüm sıkıntılarından da kurtuldu. biz de kendi anneannemiz ve komşumuzun anneannesi için (ne çok anneanne dedim la)gün aldık. tabii şimdi bu durumdaki anneannelerin hepsi yaşlı ve doğal olarak korkuyorlar bu ameliyat işinden velhasıl komşumuzun anneannesi bizden önce ameliyata girdi ama kadıncağazın kalbi dayanmamış ameliyata. kalp krizi geçirerek vefat etti. tabi bizim ameliyat işi de sonsuza dek kapanmış oldu. eğer kendisini hazır hissediyorsa yaptırın derim. ama aşırı korkuları varsa iki kere düşünmek gerek sanki. sonuçta ameliyat masasında sorun yaşamayan anneanne cilop gibi yaşıyor. hatta "neden daha önce yaptırmadım ki" gibi bir tepki bile verdi efendim kendileri. geçmiş olsun.

nasıl uyuşturulacağını sormalısın. bana ilk yapıldığında uyuşturulmamıştım yaşım da küçüktü çok etkilendim. ikincisinde morfinle uyuştum birşey hissetmedim. cihazların temiz olması çok önemli bir kirter tabii ki. doktorun yaklaşımı, huzursuz olmaman açısından önemlidir.

hocam şöyle söyleyeyim:

çok hoş bir prosedür olmadığı aşikar. nihayetinde mideye bir şey giriyor ağızdan. ama sözlükteki entryleri okursan koşarak kaçmak istiyorsun, böyle bir şey yok.

ben iki kere oldum, biri 6-7 yıl, diğeri de 11-12 yıl önce olmak üzere, ikisinde de anestezi yoktu. hatta endoskopide anestezi kavramı bile yoktu demek ki, çünkü bana anestezi ister misin diye sorulmadı bile.

ama kesinlikle o kadar kötü değildi. hele ekranı görecek şekilde yatıyorsan, keyifli bile oluyor, vücudun için görüyorsun canlı olarak. fikir olarak çok etkilemişti beni bu düşünce, dolayısıyla fazla koymadı. ikinci seferde sadece ağzıma sprey sıktılar, dilin sarkıyor biraz o kadar. anestezisiz durumda arada öğürüyorsun, bir de boru mideye ilerlerken ister istemez yemek borusunun içine değiyor, dünyadaki en garip hislerden biri oluşuyor. ama dediğim gibi mideyi canlı olarak izlemek mümkün.

ne uğraşıcam diyorsan direk anestezi işine gir tabi. ama benim gibi meraklıysan illa uyutulmak zorunda değilsin.

farklılık açısından, eğer uyutulursan bir şey farketmez zaten, sen uyurken doktor işini görür. eğer uyanık olursan doktorun tecrübesi mühim, çünkü huzursuz bir hastayla mücadele etmek zorunda doktor, eğer tecrübesizse sıkıntılı olabilir.

boğaza ilaç sıkarlar. uyuşmasını beklemeden başlamalarına izin vermeyin. derin nefes alıp verin, kusma hissi ve öğürme olayını bir nebze engeller.

cevaplar için sağolun ama benim asıl sormak istediğim bu iş için kullanılan makinaların hastaneden hastaneye değişmesi gibi bir durum söz konusu mu? bir yerdeki makina kötü olduğu için sıkıntının doğru tespit edilememe gibi bir ihtimali var mı? ya da yapan kişinin becerisine göre mi görüntü çıkar. daha az tecrübeli birinin yaptığı endoskopiden istenilen sonucu alamama ihtimali var mı?

güzeldir tabi amacına göre degişir.
hoş bir sabit objektif koymuşlar üzerine allahsızcasına zoom yapıyor. ayrıca kral olan yanı fujicrome renkleri mevcut içerisinde.
eger amacın fotografçılıga başlamaksa slr-like almayıp direk slrye geçmen yok ben öylesine aile fotoları falan ıvır zıvır çekecegim öyle teferruatla ugraşmam dersen al gitsin.

var zaten, başlıyım diyorum yeterli mi yani?

elinde varsa şimdilik yeterli. öncelikle makinenin manuel modunu da kullanmayı dene. sürekli otomatik modda çekim yaparsan pek fazla ilerleme kaydedemezsin. amacın fotoğrafçılığı öğrenmekse işe makineyle değil bilgiyle başla derim. enstantane nedir? diyafram nedir? bu ikisinin kombinasyonlarıyla ne gibi etkiler elde ederim? gibi soruların cevabını bul ve bol bol çek. baktın iş seni sardı, biraz daha profesyonelce uğraşacağım dersen geçersin bir dslr makinaya.

yeterli bir ürün ama belli bir zaman sonra onunla yetinemeyeceksin. tavsiyem piyasası düşmeden elinden çıkartman ve dslr sınıfında bir ürünle yoluna devam etmen piyasası düştügünde yada isteklerine cevap veremedigi zaman moralin bozulacaktır. slr like makinalarda genel olarak açılış süresinin uzunlugu focus süresinin uzunlugu ve benim için dijital vizor kullanması(bir çok insan içinde olabilir).
bazı ıvır zıvır gözüken özellikler özellike is(vr veya sr olarkata geçer) titreşim önlemesi olmaması noktasal focus olmamaması(bundan tam emin degilim ama öyle olması gerekiyor) insanı çok zorlayan eksikler.
ama onun haricinde gerçekten güzel bir ürün onunla ay fotografı çeken insan tanıyorum.
tabi ürünü yeni almadıysan ve çekim tekniklerini ögrendigine inanıyorsan.

www.nesetsuyu.com burasi mi acaba?

www.baharcountry.com

veya

eventgarden.com.tr

olabilir mi?

şansını deneyen tüm yazarlara teşekkürler. sıkı bir internet taraması sonucu nihayet gittiğim yeri buldum. "fatih çeşmesi". kemerburgaz tarafındaydı. tavsiye olunur efendim.

2 kere regal

legal.

legal.

bunun yasal olup olmadigini dusundurecek kadar sikistirdilar ya milleti koseye. valla helal olsun adamalra.

mahalle baskısı.

hem legal hem efsanevi :)

bir levent kırca parodisini hatırlattı bana. adam bilmem kaç yıl önce hem de televizyonda yaptıydı da sorun olmamıştı.

"hay ben bu memleketi!
bu memleketi yönetenleri!
yönetilenleri hay!"

epey zaman oldu ama, şöyle bir şey hatırlıyorum:
*yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz. misal: İstanbullu kedi
ama "İstanbul'a gidelim" dersen ayrılır çünkü çekim eki. kendimi de ikna ettim böylece. evet eminim, böyle.

-ler eki burda çoğulluk değil de "Aligil" anlamı kattığı için sözcüğe, çekim eki değil yapım eki işlevi görüyor. özel isimlere gelen çekim ekleri kesmeyle ayrılır. yapım ekleri ise ayrılmaz. özel isimlerin yapım eki aldıktan sonra bir de çekim eki almaları durumunda da kesme işareti kullanılmaz.

türk
ben türk'üm
benim türkçem

Yanlış değilsem ay adları da büyük yazılır ve kesme işareti kullanılmaz.
Örn: 17 Aralıkta, 1078 Haziranda.

Yanlış isem bu cevap kendini imha etsin pls.

conoci la paz - beny more
uruapan breaks - kinky
flores para ti - raw artistic soul feat. rafael cortez
con mi guaguanco - ray armando
perfidia - mambo all-stars

bi beceriksizlik edip mesaja yazdım demin yanlışlıkla. genel görünüme de ekleyeyim de milletin de işine yarar belki:) evrenselmüzik.blog sitesinden çeşitli etnik müzikleri idirebiliyorsun. dexterdakiler var mı bilmem ama küba müzikleri de vardı gördüğüm kadarıyla

selamlar;
www.youtube.com
yan tarafta çıkanlara bakabilirsiniz.